Jennifer Aniston, Tasarımcı Müşteri Uyumu - Los Angeles, Amerika
Ünlü oyuncu Jennifer Aniston’un Los Angeles’da yeni aldığı ve dekore ettirdiği evini sizinle paylaşmak istiyorum.
Aniston, işin başından itibaren ne istediğini açıkça belirlemiş ve tasarımcısına da bu şekilde yön vermiş. Sanatçı evinin genel konseptinin Asya stilinde hatta Bali Adası gibi tropik esintilerde olmasını istemiş. Burada mimara doğrudan hedefi göstererek yönünü göstermiş oluyor ki bu bizler için işin en temel başlangıç noktası yani işimizin mihenk taşıdır. İyi bir müşteri-mimar ilişkisi yaratıldığını anlıyorum ve bunun sonucunda da başarılı bir iş çıkarmışlar.
Yapı 1970 yılında yapılmış. Hemen hemen pek çok kısımlarında yıkım yapılmış ve mimarisiyle de oynayarak iç mekan çözümlerini yapmışlar. Mimari ve iç mimari ilişkisinin eş zamanlı ilerlemesi genellikle en başarılı sonuçları yaratır. Mimari projelerin hazırlanması aşamasında iç mimari projelerinin de birlikte çalışılmasını kesinlikle çok doğru buluyorum. Hadi, evi bir inceleyelim…
Ben yine yorumlarıma girişten başlayacağım. Ahşap, mermer, doğal taş ve demir gibi doğal malzemelerin birbirleriyle uyumlu geçişleri yaratılarak eve giriş yapıyoruz. Bu perspektiften bakıldığında, yüksek tavanlı giriş alanı, yüksek giriş kapısı ile davetkar bizi içeri çekiyor. Koi balıklarının bulunduğu havuz ile suyun yarattığı dinginlik, natürel malzemeler ve gizli ışık kullanımı sayesinde egzotik ve bir o kadar sükûnetli ambiyans yaratılmış.
Ev tek kat üzerine kurulmuş toplam 5 yatak odası, 7 adet banyo, bar, oyun odası ve garajdan oluşmaktadır. Girişte bize hissettirilen Uzak Doğu esintileri, evin diğer mekanlarına dengeli şekilde yansıtılmış. Doğal taş ve ahşabın ağırlıklı kullanıldığı mekanlar kumaşlarla renklendirilmiş, aksesuarlarla zenginleştirilmiş. Özellikle yastıklarda gözümüze çarpan detaylar, desenli kumaş seçimleri mekanların doğal atmosferine canlılık ve dinamizm katmış.
Pencere doğramaları mümkün olduğunca az profilli, geniş cam kullanımlı ve sürgü mekanizmalı seçilmiş ki manzaranın ve mekanlardaki sadeliğin bozulmamasına imkan sağlamış.
Ev tek kat üzerine kurulmuş toplam 5 yatak odası, 7 adet banyo, bar, oyun odası ve garajdan oluşmaktadır. Girişte bize hissettirilen Uzak Doğu esintileri, evin diğer mekanlarına dengeli şekilde yansıtılmış. Doğal taş ve ahşabın ağırlıklı kullanıldığı mekanlar kumaşlarla renklendirilmiş, aksesuarlarla zenginleştirilmiş. Özellikle yastıklarda gözümüze çarpan detaylar, desenli kumaş seçimleri mekanların doğal atmosferine canlılık ve dinamizm katmış.
Pencere doğramaları mümkün olduğunca az profilli, geniş cam kullanımlı ve sürgü mekanizmalı seçilmiş ki manzaranın ve mekanlardaki sadeliğin bozulmamasına imkan sağlamış.
Perde seçimlerinde de aynı sadeliğin korunmasına dikkat edilmiş. Sadece tül perde kullanılarak hem mekanlara zenginlik katılmış hem de aksesuar olarak hareketli mobilyalarla uyum yakalanmış.
Oyun odasına baktığımızda vintage tarzı bilardo masası, hemen yanındaki bar ile uyumlu, dış mekan ile entegre, gelen misafirlere içeride ve dışarıda keyif verici ambiyans yaratıyor. Manzaranın da bozulmaması hedeflenerek yine diğer mekanlarda olduğu gibi sürgü sistem doğramalar tercih edilmiş. İç mekan-dış mekan ilişkisini başarılı buluyorum. Dışarıda alınan tatların devamını içeri girdiğimizde de alıyoruz. İç-dış ilişkisini duvarlarda kullanılan taş kaplamayla, zeminlerdeki traverten kaplamayla, saçaklarda kullanılan ve devamını içeride yakaladığımız ahşaplarla tamamlıyoruz.
Oyun odasına baktığımızda vintage tarzı bilardo masası, hemen yanındaki bar ile uyumlu, dış mekan ile entegre, gelen misafirlere içeride ve dışarıda keyif verici ambiyans yaratıyor. Manzaranın da bozulmaması hedeflenerek yine diğer mekanlarda olduğu gibi sürgü sistem doğramalar tercih edilmiş. İç mekan-dış mekan ilişkisini başarılı buluyorum. Dışarıda alınan tatların devamını içeri girdiğimizde de alıyoruz. İç-dış ilişkisini duvarlarda kullanılan taş kaplamayla, zeminlerdeki traverten kaplamayla, saçaklarda kullanılan ve devamını içeride yakaladığımız ahşaplarla tamamlıyoruz.
Beni en çok etkileyen detaylardan biri de iç mekanlarda kullanılan canlı çiçek ve bitkiler oldu. Çiçek ve bitkilerin seçimleri de konsepte uygun olduğu gibi aynı zamanda doğru yerlerde ve doğru boyutlarda kullanılmış. Bu da, ortamın doğal görünümünü daha da vurgulamış.
Yatak odasında tercih edilen yatak, komodinler, aplikler ve duvar panosunu da başarılı buldum. Zen mimarisi ya da uzak doğu mimarisi olarak tanımladığımız stilin, evin hem içinde hem de dışında aynı ahenkle kullanıldığını görüyorum. Yatak odası da aynı şekilde bu eserin doğru basılan notalarından biri olmuş. Tasarımcı doğanın mistik esintilerini, canlı ama karışıklık yaratmadan en sade şekliyle yaşatmış.
Binanın mimarisinin ve mimarinin arazi üzerindeki doğru çözümünün iç mekanlara ne derece önem kattığını bir kez daha burada görüyoruz. Ev sahibinin beklentilerini en küçük detaylara kadar yansıtan tasarımcının bana göre asıl becerisi, her kim bu mekana girerse girsin yaklaşık aynı hisleri yaşayacaktır, aynı yorumları yapacaktır. Konsept mekanın tümünü sarıp sarmalamış ve tadında bırakılmış.
Binanın mimarisinin ve mimarinin arazi üzerindeki doğru çözümünün iç mekanlara ne derece önem kattığını bir kez daha burada görüyoruz. Ev sahibinin beklentilerini en küçük detaylara kadar yansıtan tasarımcının bana göre asıl becerisi, her kim bu mekana girerse girsin yaklaşık aynı hisleri yaşayacaktır, aynı yorumları yapacaktır. Konsept mekanın tümünü sarıp sarmalamış ve tadında bırakılmış.
Ben olsaydım diye başlayan cümlemin devamında bu kez ilave edeceğim tek şey böyle bir evi tasarlamaktan zevk alırdım demek olur.
Tebrik ediyorum.